ALAYINA İSYAN ÖLÜMÜNE ultrAslan !

GALATASARAY TV

Uğur Uçar'dan GS TV'ye Özel Açıklamalar Galatasaray alt yapısında yetişen ve oynadığı futbolla tüm futbolseverlerin beğenisini kazanan Uğur Uçar, GS TV'ye özel açıklamalarda bulundu.. İnternetten taraftarların senin için yazdıklarını okuyor musun ? Şimdi sana 1-2 şey okuyacağım çünkü.. İnternette pek bir şey okuduğum söylenemez. Tamam ben o zaman ben okuyorum senin için. şükür kavuştura dedirten aslan parçası.. biz Uğur’u çok özledik.. İstersen önce seni çok özleyen taraftarlarla başlayalım. Bende gerçekten onları çok özledim. Perşembe günü de onlara kavuştum. Benim için çok güzel oldu. İnternetten benimde okuduğum bir şey var, çok takip etmiyorum ama okuduklarım var tabi. Bir taraftar eğer sihirli lambam olsaydı üç dileğimden biri uğur’un düzelmesi için olurdu yazmıştı. Bu benim çok hoşuma gitmişti. Gerçektende sakatken taraftarların bana gösterdiği ilgi çok güzeldi. Bana güç kaynağı oldular sakatlığımda. Bende o zor dönemi atlattım ve eski formuma yavaş yavaş kavuşuyorum. Zor dönemler dedin biraz önce biraz bahseder misin o günlerden? Ben ilk ameliyatımdan sonra her şey istediğimiz gibi gitmedi. Teller takıldı , sonra milyonda bir olacak şey yine bana oldu, vücudum telleri ve vidaları kabul etmedi. Ameliyatı yurt dışında olmak istedim. Üçüncü ameliyattan sonra yaklaşık 2-3 ay sonra takımla çalışmalara başlayabileceğimi söylemişti Almanya’daki doktor. Tam 3 ay sonra bur da takımla çalışmalara başladım. Sezonun son zamanları olduğu için forma şansı bulmam zordu. Takımla idmana çıktığım için gelecek sezon adına iyi bir hazırlık dönemiydi. Bülent hocamda o zamanlar bana çok destek oldu. İdmanlar yaptırdı ve son Sivas maçında forma şansıda verdi. Sonrasında Rijkaard hocamızla birlikte güzel bir kamp dönemi geçirdikten sonra şuanda yüzde yetmiş yüzde seksen hazırım ama üçüncü ve dördüncü haftalarda tam yüzde yüz kapasite ile oynamaya başlayacağım. 33 numaradan 3 numaraya geçiş yaptın? Ben ilk önce Bülent Abinin hayranı olarak büyüdüm. Abi diyorum ben ona çünkü beraberde oynadık. O zaman 3 numarayı Bülent Abi giyiyordu. Bende babam mersinli olduğu için 33 numarayı giydim hep. Bülent Abi formayı bıraktıktan sonra yabancı bir futbolcunun giymesini istemezdim. Hem alt yapıdan çıkmış hem onu örnek almış ve onun yolundan yürüyen birinin giymesini istiyordum ve bende bunu kendime layık gördüm. Kulübümden taraftarlardan olumlu tepkiler aldım ve 3 numarayı giymeye karar verdim. Galatasaray Pazarlama A.Ş.’nin en önemli ürünlerinden GS Mobil hakkında neler söylemek istersin? Tabi tüm olayları takip ettiğimiz gibi onu da yakında takip ediyorum. Kulüp içinde katkı sağlamak bizim işimiz. Reklam olsun veya diğer ürünlerin tanıtımını yapmak, kullanmak biz futbolcuların görevi. GS Mobile’da gerçekten çok güzel bir şey. Taraftarların kulübüne destek olması için çok güzel bir ürün ve kampanya… Galatasaray pazarlamanın bu sene en çok konuşulan ürünlerinden biride mor forma oldu. Sen neler söylemek istersin. Beğendin mi? İlk mor forma çıkacağı duyulduğunda herkes yadırgamıştı çünkü beklenmiyordu ama gördükten sonra açıkçası benim çok hoşuma gitti. Ben çok sevdim mor formayı. Mor forma şortuyla da tozluğuyla da her şey ile çok güzel bence. Senden bahsedelim birazda istersen. Konserlerde görüyorum seni? Evet konserlere gidiyorum. Sinemaya gitmeyi çok seviyorum hatta bugünde gitmeyi istiyorum buz devrine. Çok seviyorum bazı animasyon filmleri gerçekten çok güzel, çocuklar için yapılmış olsa da bizim çok hoşumuza gidiyor. Her yaşa hitap ediyor. Tavla oynamayı da çok seviyorum. Yalın konserinde karşılaşmıştık seninle Yalın mı dinliyorsun bu aralar ? Yalın’ın gerçekten çok güzel şarkıları var. Kız arkadaşım konserine gitmek istemişti bende o yüzden gitmiştim. Peki en çok hangi şarkıcıları dinliyorsun ? Atiye’nin salla diye bir şarkısı var onu birde Özgün’ün Kız Zilli şarkısını dinliyorum.çok hoşuma gidiyor Hep güler yüzlü birisin ama mutlaka sinirli olduğun dönemler vardır. En çok ne seni sinirlendirir? Aslında içimde çok sinirli bir yapım var. Yakından tanıyanlar bilir çok sinirliyimdir. Dışarıya karşı ben kırıcı olamıyorum.kimseyi üzmek istemiyorum. Benimde patladığım anlar oluyor ama takım içinde olmuyor hiç. Hırsımı bile kendi kendime yenmeye çalışıyorum. Duygusal anlarımız oluyor ama futbolda yaptığımız meslekten dolayı fazla duygusallığa yer yok. Yaşadığın büyük pişmanlıkların var mı? Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Tekrar hayata gelsem tekrar aynı şeyleri yaşamak isterim. Bir tek Konya maçında o topa kaymak isterdim ayakta kalmayıp çünkü o saha bozuk olmasaydı ben o topa kesinlikle kayardım ama orda kendimi korumak için kaymadım ve daha kötü bir olay başıma geldi. Hayatım boyunca tek pişmanlığım o.. O zaman bile karlı zeminde maç yapmanız çok tartışılmıştı. Zaten şu anda öyle bir maç olsa fazla oynamak istemem. Gaziantep maçında da hava çok sıcaktı. Aynı şey aslında değil mi ? 40 derecede oynuyoruz yani. Gece saatleri çuvala girmedi sonuçta. 21.30 olsun 21.45 olsun. O saatlerde oynayabiliriz aslında ama nedense hep bize denk geliyor böyle şeyler. Kazandığımız sürece problem yok.aslında kazanmaktan ziyade o sıcakta arkadaşlarımızın başına diğer oyuncuların başına Allah korusun kötü bir şey gelebilir. Sıcak zaten performansı direk etkileyen birşey. Bizim yaptığımız işte performansa bağlı. Hava çok sıcak olduğu zamanda bu bizi etkiliyor açıkçası. Sen sıcak havayı mı soğuk havayı mı seversin? Valla en iyisi galiba ılık hava. Ailenden bahsedelim birazda. Bir kız kardeşin vardı galiba. Şampiyonluk akşamı Florya’daydı diye hatırlıyorum ? 12 yaşında Gizem adında bir kız kardeşim var. Gerçekten çok sevimli çok tatlı çok akıllı. Galatasaray’da çok büyük destek veriyor. Geçen gün Galatasaray Store’dan bir sürü şey almış. Beni arıyor aferin abicim diyorum bende .futbolu çok seviyor ve maçlara gelmek istiyor. Hayalinde şuanda ne var? Neler olmasını istersin? Şuan eski formumu bile üst seviyeye çıkartıp Galatasaray’da yine bankolar arasına girmek isterim. Futbol dışında olmasını istediğin bir şey yok mu? İstediğim her şeye sahip oluyorum zaten futbol sayesinde. Bizim hayatımızda futbol oluyor sadece ve asosyal oluyoruz biraz. Futbol hayatımdaki en önemli şey bunu sakatlık döneminde daha iyi anladım. Sonrasında da Milli Takım mı? Evet. Aslında Milli Takıma ben sakatlanmadan önce çağırılmayı bekliyordum ama o dönem çağırılmadım. Tam çağırılacağımın haberlerini alıyordum sakatlandım hayırlısı tabi. Şimdi eski form düzeyimi yakalayıp Fatih Hocanın çağırmasını bekleyeceğiz. Taraftarlara şunu söylemek istiyorum . Bizi her zaman desteklesinler biz elimizden gelen her şeyi onlar için yapıyoruz . Onlar olduğu sürece biz olacağız. Bize destek olsunlar. Biz bu sene onların yüzünü çok fazlasıyla güldüreceğiz. Bu haber 945 kez okundu. Serdar Eylik Galatasaray TV'ye Konuştu Galatasaray’ın başarılı futbolcusu Serdar Eylik, Galatasaray Televizyonu’na özel açıklamalar yaptı. Frank Rijkaard’la çalışmanın büyük şans olduğunu vurgulayan genç yıldız, A Takım’da kalıcı olmak ve Milli Takım forması giymek istediğini söyledi. - Dünyaca ünlü teknik adam Frank Rijkaard Galatasaray’a göreve geldiğinde A Takım’da oynama şansını elde edebileceğini düşündün mü? O duyguları hissettin mi ? Frank Rijkaard’ı herkes tanıyor. Gençlere ne kadar önem verdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Tabi ilk geldiğinde ben de çok heyecanlandım. A Takım için daha çok umutlandım. Geldikten sonra gençlere ne kadar önem verdiğini belli etti. Geldiğinde çok heyecanlanmıştım. - Geldiğinde gençlere özel bir konuşma yaptı mı ? Özel bir konuşma yapmadı ama hissettirdi. Kendine has hareketleriyle, konuşmalarıyla ve davranışlarıyla bize hissettirdi. - İlk kampa gidecek oyuncular açıklandığında seni de kadroya aldık dediğinde neler hissettin ? Çok heyecanlandım. İlk defa bir A Takım kampı görecektim. Hem de böyle ünlü bir hocayla bu kadar iyi kadro içinde bulunmak benim için çok büyük bir şanstı. Çok heyecanlandım. Bunu elimden geldiğince iyi değerlendirmeye çalıştım. İyi değerlendirdiğimi de düşünüyorum ki şu an buradayım. Tabi ilk kamp döneminin benim için ayrı bir önemi var. Çok heyecanlanmıştım. - A Takım’da kalacağın konusunda umudun varmıydı? Özellikle Frank Rijkaard geldikten sonra daha çok arttı. O geldikten sonra benim motivasyonum arttı. Çünkü gençlere verdiği önemi herkes biliyor. - Hazırlık kampında ilk Kleve ile karşılaştınız. Sen de o maçta çok iyi oynadın. O maçtan biraz bahsedelim mi ? O maçta ikinci yarı oyuna dahil oldum. Sanırım 15 dakika kadar topla buluşamamıştım. Birkaç kere buluştum. Ondan sonra çok top geldi, bunları da iyi değerlendirdim. Adam eksilttim. Kendi özelliklerimi sahaya yansıtmaya çalıştım. Bunu da yaptığımı düşünüyorum. Ondan sonra hocanın istedikleri bazı şeyler vardı. Onları sahada uyguladım. Ondan sonra her şey hızlı gelişti. - O maçta çok iyi bir dribling özelliğinin olduğunu gördük. Sen kendini nasıl yorumluyorsun ? 4-3-3 sisteminde sol forvet oynuyorum. Bu sistemde hızlı olmam gerekiyor. Bu özellileri de kendimde barındırdığımı düşünüyorum. Bunların üstüne daha çok çalışıyorum. Paf takımdan beri sürekli dribling üzerine yeteneklerim olduğu söyleniyordu. Zaten bu yönde çalışmalarımız vardı. Bunları sürekli geliştirmeye çalışıyorum. Özellikle hocamızın sayesinde daha iyi yerlerde topla buluşuyorum. Bu bana artı bir olanak sağlıyor. - Bu özelliği geliştirmek nasıl oluyor? Dribling özelliğini nasıl sergiliyorsun? Daha boş alanlarda topla buluşarak. Geride topla buluşunca karşına daha çok rakip alıyorsun. Sadece sağ beki karşına alıp daha çok bu özelliğini gösterebiliyorsun. Sistem içinde önemli bir yer sol forvet. - Kamp dönemi nasıl geçti? Kleve maçından sonra Arda Abi yanına çağırdı ve beni tebrik etti. Yapmam gerekenleri ve eksiklerimi Arda Abi’yle konuştuk. Daha sonraki antrenmanlarda hocamız beni daha çok sözlü olarak uyardı. Değişik yerlerde hatalarım olduğunu söyledi. Bunların üstüne giderek bunları kapatmaya çalıştım. Zaten ilk maçtan sonra kendime olan güvenim geldi. Burada oynayabileceğimi hissettim. Daha çok çalıştım. Hocanın söylediklerini daha iyi yapmaya çalıştım. - Galiba oluyor dedin mi ? Evet. İlk maçtan sonra demeye başladım. - Sonra çalışmalara başladın ve ilk maçına çıktın. Alt yapıdan gelen bir oyuncunun, A Takım fizik ve kondisyon seviyesine ulaşması için çok çalışması lazım. Eksiklerimiz var onlar için daha çok çalışıyoruz. - Ali Sami Yen Stadı’ndaki Tobol karşılaşmasıyla ilk maçına çıktın. O an neler hissettin? Maç başlayana kadar bembeyazdım. Çünkü hayallerimin sahasıydı Ali Sami Yen Stadı. İlk defa böyle bir sahada oynayacaktım. Arda Abi’yle, Milan Baros ve Harry Kewell’la hepsiyle beraber oynayacaktım. Ve başımızda Frank Rijkaard vardı. Maç başlayana kadar suratım kireç gibiydi. Herkes motive etmeye çalışıyordu. Sahaya çıktıktan sonra ise kendi kimliğime tekrar kavuştum. Ama sahaya çıkana kadar gerçekten çok heyecanlıydım. - Ama sahada son derecede soğukkanlıydın. Ne yaptığını ve nereye pas verdiğini bilen bir futbolcuydun. Zaten maç başladıktan sonra herşeyi siliyorum kafamdan. Sadece maça motive olmaya çalışıyorum. O maçta da öyle yaptığımı düşünüyorum.. - Galatasaray formasının ağırlığı, tribündeki insanların bakışları. Bu nasıl bir heyecandır? Söylediğim gibi bembeyaz oldum. Ama dediğim gibi karşılaşma başlayınca, maça konsantre oldum. Elimden geleni yapmaya çalıştım.. - Maça çıkarken bir uğurun var mı? Maça çıkarken her zaman dua ederim. - Tobol maçında çok iyi oynadın. Pas hatan neredeyse hiç yoktu. Ortalarınla da etkiliydin. Kendini nasıl buldun? Kişisel olarak iyiydim ama bazı pozisyonlarda kaleyi daha çok zorlayabilirdim. İlk maç olduğu için heyecan vardı ve biraz geri viteste kaldım. Ama onun dışında Servet Abi’yi ve Yaser Abi’yi ciddi pozisyonlara soktuğumu düşünüyorum. Gol pozisyonuna soktum, paslarım da iyiydi. Elimden geleni yaptım. İyi bir maç geçirdiğimi düşünüyorum. - Yeni sezon tam olarak başlamadı. Hala bir takım eksiklikleriniz var. Bunlar da giderildiğinde belki daha iyi bir Serdar izleyebileceğiz. Sezonu diğer takımlara göre çok erken açtık. Sezon başlangıcından bir ay sonra UEFA Avrupa Ligi maçı oynadık. Bildiğiniz gibi 2. turdaki rakibimiz Tobol kendi liginde 14. hafta maçı oynamış bir takım. Bunları düşünerek hareket etmek daha doğru olur. Buna rağmen Tobol’a karşı sadece kişisel olarak değil takım olarak da iyi oynadığımızı düşünüyorum. - Tobol maçında başına aldığın darbeyle talihsiz bir sakatlık yaşadın. Gözüme bir darbe geldi. Yaklaşık 2 dakikalık bir hafıza kaybım olmuş. Futbolda olan şeyler ama ilk maçımda böyle bir sakatlık yaşamam talihsizlikti. - Nazar diyebilirmiyiz? Herkes nazar diye yorum yapıyor. Ama ben hayırlısı diyorum. Belki böylesi daha iyiydi. Ciddi bir sakatlıktan kurtulmuş olabilirim. Ben böyle bakıyorum bu olaya. - Hastanede geçirdiğin o gecede teknik direktör Frank Rijkaard ve kaptan Arda Turan ziyaretine geldi. Onlara çok teşekkür ediyorum. Önce Arda Abi geldi. Ardından gecenin geç saatlerinde hocamız Frank Rijkaard geldi. Hem oyunum için tebrik ettiler hem de en kısa zamanda sahalara dönmem temennisinde bulundular. Bana bu mutluluğu yaşattıkları için onlara teşekkür ediyorum. - Takımda bir kolej havası hakim. Bunda da Frank Rijkaard’ın büyük etkisi var. Sen ne düşünüyorsun? Futbolcular olarak kendi aramızda konuşuyoruz. Frank Rijkaard gibi mükemmel bir hocayla çalışıyoruz. Her zaman çok mütavazi. Yaş farketmiyor en tecrübeli oyuncumuzla da benle de çok yakın ilgileniyor ve çok şakalaşıyor. Motive ediyor. Çok mükemmel bir hoca. Takım olarak çok şanslıyız. - Kötü sonuçlar alındığında takımı sahiplenecek bir hocanın var olduğunu bilmek futbolcunun saha içindeki performansını etkiler mi? Tabii daha güvenle oynuyoruz. Çünkü hocamız herşeyi en iyi şekilde yapıyor. - “Futbolcu hata yaptığında kenara bakar” derler. Kenara baktığında da hocanın ona güven veriyor olması, performansını olumlu yönde etkiler. Ben hocaya güvendiğim için hiç kenara bakmıyorum. Öyle söyleyeyim. - Başınızda çok güven veren bir hoca var. Evet. - Frank Rijkaard ve ekibinin antrenmandaki çalışma metotlarını nasıl buluyorsun? Kondisyon olarak farklı çalışmalar yapıyoruz. İleride bunların bize faydası olacağını biliyoruz. İki kondisyon hocamız dünyanın en iyileri. Sezon ortasında uçacağımızı düşünüyorum. - Sence Galatasaray, Süper Lig’de ne zaman uçuça geçer? Ben Gaziantepspor maçıyla başlayacağını düşünüyorum. - Bu kadar erken olabilir mi? Evet. Çünkü sezona diğer rakiplere göre 2 hafta erken başladık. Bunu muhakkak farkettireceğiz. - Galatasaray Süper Lig’e Gaziantepspor ile deplasmanda oynanacak karşılaşma ile başlıyor. Senin de ilk lig maçın olacak. Ben öncelikle Maccabi Netanya ile oynayacağımız rövanş maçını düşünüyorum. Bu sezon benim için ilklerle başladı. A takımda ilk sezonum, ilk hazırlık maçıma çıktım, ilk resmi maçıma çıktım, şimdi de ilk Süper Lig maçı. Umarım oynarım ve umarım ilkler böyle devam eder. - Gaziantepspor ile sıcak bir hava şartında oynacaksınız? Gaziantep de, İstanbul da sıcak. Bizim çalışmalarımız çok iyi gidiyor. Bizi etkileyeceğini düşünmüyorum. - İsrail’de oynanan Maccabi Netanya maçında yüksek nem ve sıcaklık oranı sizi etkilememişti? İsrailli oyunculardan daha az etkilendiğimiz kesin. - Genç bir oyuncusun ve Türkiye’nin en büyük kulübünde oynuyorsun. Bu senin yaşantını etkiliyormu? Ben sonuçta 10 senedir Galatasaray’dayım. Bizi alt yapıda belli bir seviyeye gelmemiz için hazırlıyorlar. A Takım’da oynayınca değişik ve olumlu tepkiler alıyoruz. Bu yıl A Takım’da yer almam hayatımı değiştirmedi. Mütavazi yaşantıma devam ediyorum. Ailem, akrabalarım ve arkadaşlarımla olan ilişkilerim aynı şekilde devam ediyor. - İleride bir derbi maçında iyi futbol oynayamazsan oluşabilecek baskıyı göğüsleyebileceğine inanıyormusun? Çalışmalarda elimden geleni yapıyorum. Hem mental hem de fiziksel olarak daha çok çalışıyorum. Dediğiniz konunun üstesinden gelebileceğime inanıyorum. - Sana göre en büyük eksikliğin nedir? A Takım’daki diğer oyunculara göre futbol yapısı olarak fiziksel dezavantajım var. Bunu da ekstra çalışmalarla gidermeye çalışıyorum. Bu da zamanla olacak bir olay. Zamanla vücudum daha da oturacak. - Hedeflerin neler? Geçen sene Paf Ligi’nde oynadım. Bu sene Galatasaray A Takımı’ndayım. İlk hedefimi gerçekleştirdim. Bundan sonra A Takım’da kalıcı olup milli takımlarda oynamak istiyorum. A Milli Takım’a çıkmak isterim. Şuan en büyük hedefim bu ikisi. - Dünya Kupası grup maçları için kadroya girme şansın var mı sence? Ben umutluyum. Bu haber 13729 kez okundu. Adnan Polat Galatasaray TV'ye Konuştu Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Maccabi Netanya maçı dönüşü uçakta Galatasaray Televizyonu’na özel açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın son durumunu değerlendiren Başkan Adnan Polat, gündemdeki konulara ilişkin soruları içtenlikle cevapladı. - Galatasaray Avrupa yolculuğunda güzel bir deplasman galibiyeti elde etti. 4-1 gibi bir skorla İstanbul'a dönüyoruz. Avrupa Ligi'nde Play-Off öncesi turun kapısını ardına kadar açtı diyebiliriz. Nasıl değerlendiriyorsunuz? 4-1'lik skor tabi ki iyi bir skor ama oynadığımız takım Galatasaray ile eşdeğerde bir takım değil. Bu değerlendirmelerin haricinde, Kazakistan'daki Tobol maçı için de, “Bizim buralarda ne işimiz var” demiştim. Galatasaray neden bu Play-Off'ları oynuyor. Halbuki bizim direkt olarak Şampiyonlar Ligi'nde oynamamız lazım. Geçen seneki talihsiz dönemden sonra inşallah, Galatasaray olması gereken mecralarda yarışmaya devam eder. - Maçtan önce size skor sorduk. 3 yada 4 olur dediniz. Oldu evet. 4 atar gideriz diye düşünüyordum. Yalnız futbol oynamaya elverişli hava şartı yoktu. Sıcağın yanında rutubet vardı. Futbolcular çok yoruldular. Zaten bundan sonra Galatasaray takımı çok yoğun bir programa giriyor. Allah hepsinin yardımcısı olsun. - Futbolu nasıl buldunuz ? Galatasaray’ı ikinci yarı daha iyi buldum. Şu anda takımdan üst düzey futbol beklemek haksızlık olur. Bence Galatasaray takımında arzu edilen futbolu ve mücadeleyi görmek için 3-5 hafta geçmesi lazım. - Leo Franco ve Keita'da ilk kez forma giydiler. Onların performansını nasıl değerlendireceksiniz? Leo Franco güven veren bir kaleci. Galiba aradığımız kaleciyi bulduk diye düşünüyorum. Keita sahada çok az kaldı. Topla da çok fazla buluşamadı ama buluştuğu vakit kalitesini ortaya koydu. Bence Galatasaray'ın ilerideki dörtlüsü müthiş bir 4'lü olacak diye düşünüyorum. - Güvenlik açısından baktığımızda İsrail, girişi çıkışlı zorlu bir ülke. Galatasaray bu anlamda bir takım zorluklar yaşadı mı? Biz bu işin planlamasını çok iyi yapmıştık. Mehmet Kemal Bey ve arkadaşlarına, Galatasaray adına, kendim adına teşekkür ediyorum. Çok iyi bir hazırlık yapmışlar. Bizi Tel Aviv'e indiğimizden tekrar uçağa binene kadar 1 dakika yanlız bırakmadılar, yardımcı oldular. Biz o sıkıntıyı hissetmedik. Tel Aviv Havaalanı dünyanın heralde en fazla emniyet tedbirlerinin olduğu havaalanıdır. - Galatasaray, Manchester City'nin Brezilyalı oyuncusu Elano'yu renklerine kattı. Görüşlerinizi almak istiyoruz. İhtiyacımız olan önemli bir futbolcu aldık. Çok da uğraş verdik. Tabi bu son 1 ayki transferlerde Haldun Üstünel'e büyük bir teşekkür borcumuz var. Ama tabi sadece Haldun Üstünel'e teşekkür etmemek lazım. Ali Haşhaş'a da teşekkür etmek lazım. O paraları bulup da o ödemeleri zamanında yerine getirmek çok büyük beceri istiyor. Sağ olsun Ali de bu konuda büyük bir gayret gösteriyor. Diğer arkadaşlarımız da öyle. 1 aydır Haldun beni uykusuz bırakıyor. Telefonları hiç bırakamıyoruz ama şu ana kadar yaptıklarımız bir ekip çalışmasının neticesi. Her arkadaş üstüne düşen vazifeyi sonuna kadar yerine getiriyor. Yiğit Şardan arkadaşımız basketbolla uğraşıyor. Orada da ciddi atılımlar var. Galatasaray'ın sponsorluk ve iletişim işleriyle uğraşıyor. Işın Çelebi, Galatasaray'ın gayrimenkulleriyle uğraşıyor. Mümtaz Tahincioğlu, aynı zamanda bizi koordine ediyor. Herkes birşeyin peşinde koşuyor. Ben dahil 16 kişi, Yönetim Kurulu ve profesyonellerimizin üst düzeyde gayret gösterdiklerini düşünüyorum. Şu dönem çok problemlerin olduğu bir dönem. Onların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Kolay olmuyor tabi ki mevcut imkanlar içinde bu transferleri yapmak çok kolay değil. Şartlarımız iyi olsa, düşünün daha neler yapacağız. - Frank Rijkaard'la başlayan Leo Franco, Keita ve Elano ile devam eden transfer politikası. Düşündüğümüzde hakikaten Galatasaray çıtayı çok yukarılara taşıdı diyebiliriz. Mustafa Sarp'la Gökhan Zan'ı bir kenara koymayın. Onlar da Türk futbolunun önemli futbolcuları. Ben iyi bir takım olacağını düşünüyorum. Yedek kulübesinde de ciddi futbolcuların olduğu bir takım olacağını düşünüyorum. Frank Rijkaard, Johan Neeskens ve diğer arkadaşlar Galatasaray'dan iyi bir takım ortaya çıkaracaklarını düşünüyorum. Bu sene şans da bizden yana olursa taraftarı ve camiayı mutlu edeceğimize inanıyorum. - Sizin bir sözünüz var; “Hayat biter, transfer bitmez.” Elano'yla transfer bitti mi ? Bundan önceki Divan Toplantısı’nda transfer yapmak istemiyoruz demiştik. Transfer bana göre bitti ama kesin olarak bitti diye birşey olmuyor. Her an bir şey olabiliyor ama o laf geçerli her zaman transfer olacaktır. - Son olarak Türk Telekom Arena Stadı hakkında neler diyeceksiniz ? Önce Ali Sami Yen Stadı ile ilgili birşey söyleyeyim. Muhtemelen Ali Sami Yen Stadı’ndaki son senemiz. Çok ciddi de transferlere imza attık. Taraftarımızın iyi futbol seyretmeleri için geri kalan kombineleri bir an evvel alıp bitirmeleri lazım. Geçen seneki miktara ulaştık ama numaralı tribünümüzde hala önemli sayılacak miktarda kombine var. Onların tüketilmesini istiyoruz. Yeni açık tribünün altına 26 tane yeni loca yapılıyor. Bir kısmı şimdiden satıldı. Onların da bir an evvel satılması lazım. Taraftarın bize yapacağı destek maça gelip tezahurat takımı desteklemenin dışında kombineleri alıp ekonomik oalrak bize katkıda bulunması lazım. GS Store'dan ürünleri alması lazım. Forma satışında öne geçmemiz lazım. Taraftarın bu anlamda destek vermesini çok istiyorum, çünkü ihtiyacımız var. - GS Mobile'dan da bahsedelim o anlamda da destekleri olabilir. 25 milyon taraftardan bahsediyoruz ama GS Mobile'da 20 bini zar zor geçtik. Galatasaray burada 100 bini geçtikten sonra para kazanmaya başlayacak. Hiç kimseye ekstra bir yük getirmiyor. Numarasını da değiştirmiyorlar. Onun için taraftarımızın bize omuz vermesi lazım. Camia ve taraftarın muhakkak desteğine ihtiyacımız var. Ancak o zaman bir yerlere gelebiliriz. O desteği gördüğümüz vakit bizim yapacağımız çok şeyler var aslında. - Son zamanlarda 3 tane istifa yaşandı. Görüşlerinizi alalım. Benim için o sürpriz oldu. Esasında bu arkadaşlarımız konuyu benimle görüşüp çözebilirdi. Seçimlere 8 ay kala böyle bir şey yapmalarını doğru bulmuyorum. Eksiğimiz olabilir. Yanlışımız olabilir. Bize kızmış olabilirler ama böyle bir istifa Galatasaray camiasını yaralamıştır. Yapmamaları gerekirdi ama yapmışlar. Bu yaptıklarından onlara kırgın değilim. Biraz kızgınım ama kırgın değilim. Yedeklerini göreve davet ettik. Onlar da kabul ettiler. Sitede açıklandı. Yeni arkadaşlara görevleri hayırlı olsun. Öbür arkadaşlarımızdan da inşallah Galatasaray ileride yararlanır. Bu haber 17896 kez okundu. Okan Çevik: "Dinamik Bir Takım Planlıyoruz" Galatasaray Cafe Crown Antrenörü Okan Çevik, Galatasaray TV’ye açıklamalarda bulundu. Okan Çevik, transfer çalışmalarından, yeni sezon hedeflerine ve maçların oynanacağı salon konusunda birçok konuya açıklık getirdi... Öncelikle transfer çalışmalarıyla başlayalım. Şu ana kadar yapılan transferler var yerli ve yabancı olarak. Transfer çalışmaları şu an sizin için nasıl gidiyor? Öncelikle sezon başındaki kulübümüzün öngördüğü politikalar gereği ile takımımızı en azından bir jenerasyon gençleştirme, ileriye dönük olarak yapacağımız yatırımlarla bize şampiyonluğu gerçek anlamıyla getirebilecek bir kadronun temelini atma; bu sezonun gerçek hedefi bu ama Galatasaray gibi bir camiada hiçbir zaman için şampiyonluk oynama hedefleri şaşmaz. Onun için biz ikisini beraber yaratmaya çalışacağız. Bunun için öncelikli olarak biraz daha gençleştirilmiş, biraz daha dinamik bir takım yaratmayı planlıyoruz. Bu takımı yaratabilirsek yani kaybetmemeyi isteyen, ne olursa olsun sahada her türlü mücadeleyi ortaya koyan bir takım yaratabilirsek... Şampiyonlukların ya da en üst hedeflerin bunun sonunda geleceğinin farkındayız. Dolayısıyla biz kendi politikalarımız gereği Cüneyt Erden, Erdem Türetken ve daha netleşmese bile Hüseyin Beşok ile önümüzdeki sezon beraber olmayacağız gibi gözüküyor. Yabancı oyuncularımız yine şu anda her ne kadar bir iki tanesinin olma ihtimali varsa da olabildiği kadar yeni oyuncularla yeni bir kimya yaratmaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda yaptığımız transferlerde geçen sezonun en çok gelişme gösteren oyuncusu Evren Büker’i transfer ettik. Yine hem 1 numara hem 2 numara pozisyonu oynayabilen Türk 83 jenerasyonunun en iyi oyuncularından olan Can Akın’ı buraya dahil ettik. Kendi bünyemizde daha önceki senelerde de olmuş, Murat Kaya, Tufan, Cemal, Polat gibi oyuncuların transferini gerçekleştirdik. Bu aralar bitmesini planladığımız iki Türk oyuncu transferimiz daha var. Yine bunlar genç, ileriye dönük, takımın çok iyi idman yapmasını takım agresivitesini artmasını sağlayacak olan oyuncular. Dolayısıyla Türk oyuncu profilini bu hale getirdik. Sezon başlamadan projelerimizin içinde olan bir Türk oyuncu daha transferi gerçekleştirebiliriz. Çünkü Polat’ın ve Cemal’in önemli birer sakatlıkları çıktı sezon öncesinde. 6-8 hafta arası onlardan yoksun olacağız. Maalesef sezonun ilk aşamasında bizimle beraber olamayacaklar. Bu yüzden de kadromuzu daha baştan geniş tutmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla böyle bir yerli oyuncu transfer politikasını gerçekleştirdik. Bence bunlar kendilerini belli bir oranda ispat etmiş. Daha da ispat etme potansiyeli olan oyuncular. Doğru iş yaptığımızı düşünüyorum bu tarz oyuncuları transfer ederek. Yabancı oyuncu politikasında biliyorsunuz bu sene kurallar değişti. 4 yabancının biri Bosman 5 yabancının 2’si Bosman olmak zorunda. Dolayısıyla biz Benetton gibi Avrupa’nın sayılı kulüplerinde önemli dakikalar almış Slovak oyuncuyu transfer ettik. Hem 4 hem 5 pozisyonunu oynayan bir oyuncu. Fizik gücüyle takımın o sertliğine katkı verecektir. Washington gibi 85 doğumlu üç sezonu Avrupa’da tamamlamış bir oyuncuyu transfer ettik. O da 1.88 boyunda, fizik olarak çok üstün bir oyuncu. Savunma özelliği üst seviyede olan bir oyuncu. Takımın kimyasına önemli katkılar verecektir. Yaşadığı üç senelik Avrupa tecrübesiyle de Avrupa’da bir üst basamağa çıkma konumuna geldi. Dolayısıyla bize hem ligde hem Eurocup’ta son derece faydalı olacağını düşünüyorum. Onun dışında 2 yada 3 yabancı transferi daha gerçekleştireceğiz. Zaten odanın halinden gördüğünüz gibi her yer kağıtlar ve DVD’lerle dolu. Amerika’dan da 15 günlük yaz ligini seyredip Pazar günü geldim. Dolayısıyla bütün bunların ışığı altında elimizdeki alternatifli isimleri oluşturduk. Oyuncularla temasa geçtik. Bu kimya içerisinde bize ciddi katkılar sağlayacak oyuncularla temastayız. Onların da transferlerini bitirirsek zaten önemli bir takım için doğru adımları atmış sayılırız. Önümüzdeki sene için nasıl bir takım düşünüyorsunuz. Sisteminizi belirlediniz mi? Türkiye Ligi ile Avrupa arenasında maçlar biraz daha farklı oluyor. Avrupa arenasında biraz daha sert savunma gerekiyor. Türkiye’de biraz daha şov görmek istiyor izleyiciler. Sizin sisteminiz sert savunma mı yoksa hücuma yönelik mi olacak? Ben prensip olarak sahada mücadeleyi ön plana çıkaran bir antrenörüm. Ne olursa olsun sahada mücadele eden oyuncular görmek istiyorum. Bu da defans yönü biraz daha ağırlıklı bir takım ortaya çıkaracağımızı ortaya koyuyor. Bu demek değildir ki 50 sayılarla oynayacağız. Rakibimizi 70-75 sayılar civarında tutan, son derece sert savunma yapan takım oluşturmak istiyoruz. Zaten bu skorlarla tutarsanız seyircinin hoşuna giden temponun, kolay atışları, smaçları otomatikman gelecektir. Yine seyirci zevk alacaktır. İşin hücum kısmında ben birilerini kahraman olarak çıkartan, onun üzerinden yola çıkan değil, tüm pozisyonları doğru oynayan bir takım yaratmaya çalışacağım. Benim kendi ofansif mantığım bu. O pozisyondaki en avantajdaki oyuncu kimse en doğru atışları bularak hucüm edeceğiz. Bu da bir takım paylaşımını gerektiriyor. Şut seçimi, topların paylaşımı, bir süreç gerektirir. Oyuncuların karakteri itibariyle bunu kolay atlatacağımızı tahmin ediyorum. Biz sert savunma yapan kolay sayı bulan, hücumda da her eline geçirdiği topu kurallı kuralsız atan değil; bilakis belli bir şablonda olabilen en iyi atışı bulmaya çalışan bir takım olacağız. Yeni sezon çalışmalarına ne zaman başlayacaksınız? Öncelikle ben Pazar günü Amerika’dan döndükten sonra Pazartesi itibariyle başta kondisyonerimiz olmak üzere genç oyuncularla belli çalışmalar başladı zaten. Bu yaklaşık 2 haftalık bir süreç, onları fiziksel olarak hazırlamak. Uzun yaz dinlenme döneminden kurtarmaya çalışıyoruz. 3 Ağustos itibariyle de sezonu açacağız. Cemal ve Polat bizlerle beraber olamayacak. Onun yerine kendi genç takımımızdan yetiştirdiğimiz oyuncularla çekirdek kadro kurup olabildiği kadar bu dönemi iyi geçirmeye çalışacağız. 24 Ağustos civarında yabancılarımız takıma katılmaya başlayacak. Eylül 1 itibariyle de tam kadro olarak bir buçuk aylık çalışmayla sezona hazır olacağız. Bu dönemdeki hazırlık maçlarımız Eylül’ün ilk haftası 1 yada 2 tane hazırlık maçı şeklinde geçecek. Eylül’ün ilk haftasından itibaren 2 yabancı takım ve Erdemirspor’un katıldığı bir turnuva düzenleyeceğiz. Yabancı takımlar kaliteli ekiplerden oluşacak. Sonra İspanya’ya gidip 4 tane maç yapmak gibi planımız var. Türkiye Kupası’ndan önceki hafta da Bandırma’daki turnuvaya katılacağız. Orada da Efes Pilsen, Beşiktaş, Banvit ve iki tane Euroleague takımı olacak. Orası da son derece sert ve çetin bir turnuva olacak. Zaten ligde bir şey yapmak istiyorsanız, Avrupa’da bir şey yapmak istiyorsanız oldukça sert maçlar oynayıp hazırlanmanız gerekiyor. Bizim de buradaki amacımız o. Taraftarlarımıza mesajınız nedir? Geçen sezon Cüneyt olsun, Hüseyin olsun, Erdem olsun bu tarz oyuncuların özellikle hücum güçleri ön plandaydı. Onlar üçlük atmada birebir beceride üst düzeydeydiler. Bu sene söylediğim gibi gençleşerek kabuk değişimine gittik. Herkesin süper star olarak görmeyeceği oyunculardır ama ben şuna inanıyorum ki önceki senelerde gösterdikleri gelişimin üzerine katacaklardır. Cemal gibi Murat Kaya gibi oyuncularımız geçen senelerde tam beklenen performansı gösteremeyen oyuncularımızdı; onlar için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum bu sezonun. Listelerde çok fazla star oyuncu görmeyeceklerdir ama ciddi bir takım ortaya koyacaklardır. Galatasaray seyircisinin de asıl değerlendirmesi gerektiği, sahada ne olursa olsun o forma için mücadele eden ortaya çıkacaktır. Bu işi isimler oynamıyor, takım oynuyor. Mücadele ettiği zaman seyircisiyle bütünleşerek kendi salonumuzda çok fazla maç kazanacağımıza sezonu keyifli bir şekilde bitireceğimize inanıyorum. Salon konusunda kesin kazanılan bir durum var mı? Seneye maçlar Ayhan Şahenk’te mi Abdi İpekçi’de mi oynanacak? Şu anda Ayhan Şahenk’te oynamayacağımızı söyleyebilirim. %95 oranında Abdi İpekçi’de hem Türkiye Ligi'ni hem Avrupa kupasını oynayacağız. Bizim seyircimizin genellikle bu tarafa yakın olduğunu düşünürseniz Ayhan Şahenk’e gitmekte problemler çekiyordu. Dolayısıyla Abdi İpekçi’nin ciddi anlamda bizim seyircimiz tarafından doldurulacağına inanıyorum. Ulaşım açısından da bu bölgelere yakın olan bir salon. Bu sene onlara çok ihtiyacımız var. Defansın itme gücü seyirciden geçiyor. Atarak değil önce tutarak, yemeyerek, keyif alarak sezon geçireceğiz; ben eminim onlar bizi sonuna kadar destekliyorlar ama bir kez daha hatırlatmak istiyorum onları salonlarda görmek istiyoruz. Bu haber 5166 kez okundu. KAYNAK : GALATASARAY.ORG
Bugün 7 ziyaretçi Sitemizi Ziyaret Etmiştir.